21 Eylül 2014 Pazar

Åşık şoden-i Hüsn bâ Aşk


Ber hükm-i kazâ-yı nâ muvâfık
Hüsn oldu cemâl-i Aşka aşık
Bin cân ile Hüsn-i âlem-ârâ
Çün oldı o Yûsuf'a Züleyhâ
Ma'şuk olacakken oldı Vâmık 
Etdi ruh-ı Hüsn'i nesteren-zâr 
Ruhsâre-i Aşk u aşk-ı ruhsâr
Elf okusa kaddin eyleyüb dâl
Bir noktadan anlar idi bin hâl 
Hancer gibi râdan idi bîmi 
Tutmazdı lebinde harf-i mimi
Dendâne-i sîn-i erre-sîmâ
Eylerdi nihâl-i ömrin ifnâ
Sîpâresi elde bedr-i tåban 
Manend-i kelef hatı perîşan
Etfâl eder idi derse rağbet
Bunlar biri birine meveddet..

GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE


HÜSN'ÜN AŞK'I SEVMESİ 


Uygun olmayan kaza ve kaderin hükmünce Hüsn, Aşk'ın güzelliğine vuruldu. 
Alemi bezeyen Hüsn, bin canla o Yûsuf'a Züleyhâ kesildi.
Sevilecekken sevdi: Azrå olacakken Våmık oluverdi.
Aşk'ın yanağı, o yanağın sevgisi, Hüsn'ün yüzünü ağustos gülüyle dolu bir bahçeye döndürdü. 
"Elif, dese boyunu hatırlayıp åhı, feryâdı, arşa dayanırdı.
Cim dese zülfüne delålet ediyor diye bir noktadan bir hâl anlardı.
Korkusu, hançer gibi "rı, harfindendi; "mim., harfini dudağında tutamaz olmuştu.
Yüzü testereye benzeyen "sin., ömür fidanını yok eder giderdi.
Cüzleri, elinde parlak dolunaydı; saçı başı çil gibi perperişandı.
Çocuklar derse koyulurlardı; bunlarsa birbiriyle sevişmeye girişirlerdi. 

ŞEYH GALİB, HÜSN Ü AŞK KİTABINDAN ALINMIŞTIR.
TÜRKÇE ÇEVİRİ: ABDÜLBÂKİ GÖLPINARLI 
1968 ALTIN KİTAPLAR

8 Ağustos 2014 Cuma

ALTIN VE BAKIR FİLMİ / طلا و مس



یه عمری همه دنبال کلید بهشت می گردن
دنبال گنج دنبال کیمیا. دنبال راز و رمز سعادت…
ولی جایی دنبالش می گردن که نیست، معلومه که نیست!
آنچه تو گنجش توهم می کنی              از توهم گنج را گم می کنی.
کل قضیه خلاصه اش یک کلمه است: تو بگو کلید. بگو رمز. این قدر که می پیچونی پیچیده نیست، خداوند متعال رمزش رو تو یه کلمه به موسی علیه السلام فرمود. فرمود: محبت واسه خاطر من، عداوت هم واسه خاطر من.
این که فرمودن ولایت رمز قبولیه همه ی اعماله یعنی همین، دوست داشتن واسه ی خدا.
یعنی هر کی رو خدا دوست داره، تو هم دوست داشته باشی. یعنی ترازوی دلت بشه خدا. محبت واسه ی خدا، نه واسه ی چشم و ابرو و خط و خال، حتی نه واسه ی دل خودت، فقط واسه ی خدا.
اگه معیار و میزان محبت خدا باشه، اگه قدرم نبینی باز عمل می کنی. اگه ناسپاسی هم ببینی، باز عمل می کنی
اونهایی که تو رفاقت وسط کار کم می یارن واسه اینه که به خاطر خدا نکردن، اگر نه تو این وادی هر چی بیشتر مبتلا شی مقرب تر می شی
از کیمیای مهر تو زر گشت روی من         آری به یمن لطف شما  خاک زر شود
اون کیمیایی که همه دنبالش می گردن محبته! باقیش بی راهه است سنگ لاخه!
حالا فهمیدی قربونت برم که چرا می گن بشوی اوراق اگر همدرس مایی؟
هان؟ که علم عشق در دفتر نباشد!

16 Nisan 2014 Çarşamba

SULTAN ABDÜLAZİZ'İN AT ÜZERİNDE HEYKELİ




Sultan Abdülaziz, 1871’de C. F. Fuller adlı sanatçıya, at üstünde bir heykelini yaptırmıştır. 

  Fakat heykel, halkın tepkisini çekebilir düşüncesi ile bir meydan yerine, sarayın içerisinde sergilendi. 

Sultan Abdülaziz tahtan indirilince heykel, bulunduğu Beylerbeyi Sarayı’ndan Topkapı Sarayı’na,  1922’de de Halife Abdülmecit, resim atölyesi olarak kullandığı Bağlarbaşı’ndaki Mecit Efendi Köşkü’ne götürdü. 

1924’de heykel  müze olan Topkapı Sarayı’na tekrar getirildi. 

Heykel günümüzde ilk yeri olan Beylerbeyi Sarayı Müzesi’ndedir.